İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu’ndan Ekrem İmamoğlu’na ziyaret!

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan tutuklu İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı ziyaret etti.

“DAVA VE GÖZALTI SÜREÇLERİNİ YAKİNEN TAKİP EDİYORUZ”

Dervişoğlu, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Milletvekili arkadaşlarımızla cezaevini ziyarette geldik. Milletvekili arkadaşlarımızla birlikte ziyaret edeceğimiz kişileri de bölüştük. Ben Sayın Ekrem İmamoğlu’nu ve Ümit Özdağ Bey’i ziyaret ettim. Arkadaşlarımız diğer tutuklu arkadaşlarla görüştüler. Daha sonra da bilgileri de birleştireceğiz. Ve burada sürdürülen zulmün çerçevesini yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız. Bayram günleri küçükler büyükleri ziyarete giderlerdi. Ama öyle bir durumla karşı karşıyayız ki şimdi aile büyükleri evlatlarını cezaevinde ziyaret etmek mecburiyetinde bırakıldı. Bu bayramın ne kadar hüzünlü geçtiğinin de bir izahı olarak değerlendirilebilir. Genç kardeşlerimizin de bir kısmı gözaltında bir kısmı tutuklu. Partimizde oluşturduğumuz hukuk kuruluyla da onların dava ve gözaltı süreçlerini yakinen takip ediyoruz. Türkiye’nin bir vilayetinden başka bir vilayetine İmralı’daki cani başının yaş gününü kutlamak üzere yol kateden insanlara devletin asker ve polisinin refakat ettiği bir dönemde ellerinde Türk bayrağı olan gençlerimizin hiç de hukuka uygun olmayan bir biçimde gözaltına alınmaları ve bayram tatilinde zulme tabi tutulmaları kabul edilebilir değildir ama bunlar otokrasinin doğal sonuçlarıdır.

“CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASAYDI…”

Ekrem Bey’i ziyaret ettim. Açık ve net olarak söylüyorum, sadece siyasi gerekçelerle planlanmış operasyonların kurbanı olarak içeride yatıyor. Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı ne Silivri’de tutuklu olurdu ne de diplomasını iptal edecek aymazlık yaşanırdı. Keza Sayın Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin genel başkanı, geçmiş dönemlerde İYİ Parti’nin içinde birlikte çalıştık. Yani ailece kendisiyle hukukumuz olan bir arkadaşımız. Benim ve dava arkadaşlarımın da aynı zamanda kardeşidir kendisi. Siyasetteki yeri ve konumu önemli değil. O da vermiş olduğu siyasi mücadele çerçevesinde bugün Silivri’de rehin alınmış durumdadır. Dolayısıyla onlarında hak ve hukukunun takipçisi olacağız. Burada sizlerin de vesilesiyle kamuoyuna da bir mesaj vermek istiyorum;  hukuk ve siyasi tarih okuyanlar Bastille Hapisanesi baskınını bilirler. Bastille Hapishanesi’nin baskını Fransız İhtilali döneminde yaşanmıştır. Orada da bir hapishaneden bahsedilir, Bastille Hapishanesi’nden ki o hapishane mutlak monarşinin en belirgin sembolüdür. Bastille Hapishanesi’nin baskınında 7 tutuklu kurtarılmıştır ama Bastille Hapishanesi’nin işgali ve baskını hukuk ve demokrasi tarihine monarşinin yıkılışının öncüsü olarak geçer. Dolayısıyla bugün Silivri’de inşa edilmiş düzeni Bastille Hapishanesi’ne benzetiyorum. Bastille Hapishanesi nasıl o zamanlar monarşinin sembolüyse o dönemlerde bugün de Silivri tek adamlığın ve otokrasinin sembolü haline dönüşmüştür. Demokrasiye, hukuka, adalete inanan insanların bunu kabullenmesi mümkün değildir. Her otokrasinin, tek adamlığın mutlaka bir sonu olacaktır. Bugünlerin de mutlak suretle sonu olacaktır.

‘BASTILLE HAPİSHANESİ’ ÖRNEĞİ!

İnsanların isyanları haksız, hukuksuz tutuklamalara karşı değildir salt. Bu inşa edilmek istenen düzene karşı olanların yollara düştüğü bir dönem geçiriyoruz. Dolayısıyla haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin toplumun her kesimince protesto edildiği bir sürece dönüştüğü aşikar. Demokrasinin, hukukun içinde kalarak, hukukun ve anayasanın vatandaşa tanıdığı her türlü hak ve hukukun kullanımına dayalı olarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Açık ve net olarak söylüyorum: Bastille Hapishanesi nasıl monarşiyi temsil ediyor ve de yıkıldıysa adınız gibi emin olabilirsiniz ki otokrasi ve tek adamlığı temsil eden bu yapılar da mutlak suretle yıkılacaklardır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Milletimiz moralli olsun, milletimiz güçlü olsun; hak, hukuk ve adalet duygusunu hiç bir zaman kaybetmesin. Adaletin düşünceden eyleme dönüşeceği dönemler de yakındır. Bütün bunların inşası için zaten hak ve hukukun gasp edildiğine inanmış insanların birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi de bir; insani, vicdani, tarihi sorumluluktur. O sorumluluğun icaplarını gerek şahsen ben ve gerekse partim sonuna kadar yerine getirecek adaletsizliği haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı direnmeyi sürdüreceğiz.”

“ANAYASAL HAKTIR ALIŞVERİŞ YAPMAK YA DA YAPMAMAK”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Dervişoğlu, 2 Nisan boykotuna karşı bakanların alışveriş yapmalarına ilişkin soru üzerine “Anayasal haktır alışveriş yapmak ya da yapmamak. Boykotta bunlardan bir tanesidir. İnsanlar mal alma ya da almama haklarını pek tabii ki kullanacaklardır. Ama hükümet buradan kendisine bir mesaj çıkartıyorsa; vatandaşın verdiği mesajı almış oldukları kanaati bizde hakimdir” dedi.

“BİR GÜNLÜK HAKSIZ TUTUKLULUK BİN YILA BEDELDİR”

Boykota destek veren oyuncuların işten çıkartılmasına ilişkin gelen soruya ise Dervişoğlu, “Bir oyuncuyu çıkartmışlar, bir diğer oyuncuyu ise gözaltına almışlar. Bunlar da söylediğim gibi otokrasinin, tek adamlığın doğal bir sonucu gibi insanlara yutturulmaya çalışılıyor. Oysa bu tür hak gaspları tarihte hak gasbını yapanlar açısından kara leke olarak anılacaktır. Ben bunu net olarak söylüyorum; ‘Efendim ne olur bir günlük tutukluluktan veya 3 günlük gözaltından’ diye kimse düşünmesin. Çünkü bir günlük haksız tutukluluk bin yıla bedeldir. Dolayısıyla kimsenin siyasi ikbali uğruna ya da hırsları beklentileri uğruna başkalarının hak ve hürriyetlerini çiğnemeye, gasp etmeye hakları yoktur” dedi.

“AYBÜKE PUSAT’IN VE ONUN DURUMUNDA OLANLARIN YANINDAYIZ”

Dervişoğlu oyuncuların tepkisine ilişkin ise “Oyuncular da elbette ki böyle bir haksızlık karşısında bir mesleki dayanışma içerisinde üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmişlerdir. Ama bu mesleki dayanışma içerisinde kalmamalı. Bir anayasal hakkın kullanımı için sosyal medya paylaşımında bulunmuş, burada oyuncu arkadaşları nasıl bir meslek dayanışması ile ona destek oluyorlarsa söz söyleme makamında bulunan bizler de Aybüke Pusat’ın ve onun durumunda olanların yanındayız” diye konuştu.

Related Posts

Prenses olmak başını yaktı: Öğretmenleri bile ‘yan baktı’

Alman aristokratı ve model Hanover Prensesi Eugenia, unvanının özellikle okul hayatında zorluklara yol açtığını ve kendisi için bir anlam taşımadığını açıkladı.

PKK eski silahları bıraktı, YPG yenileriyle devam ediyor

PKK’nın Süleymaniye’de düzenlediği silah bırakma töreninde eski Sovyet ve Çin yapımı silahlar yakılırken, sadece günler önce YPG’nin elindeki son model ABD silahlarıyla Suriye’de tatbikat yaptığı görüntüler dikkat çekti. YPG, ABD destekli cephaneliğini büyütüyor.

Silah bırakma için Diyarbakır’dan 4 otobüs birden kalktı

Terör örgütü PKK’nın yarın silah bırakacağı açıklandı. DEM Parti Heyeti’nden eski ve yeni milletvekillerinin yanı sıra bir grup gazeteci Irak’ın Süleymaniye kentine doğru yola çıktı.

Klimalar acilen geri çağrıldı: Hemen kullanmayı bırakın

Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı klima modelleri, küf riski nedeniyle acil olarak geri çağrıldı. Uzmanlar, bu ürünlerin ciddi solunum sorunlarına yol açabileceğini belirterek cihazların derhal kullanılmaması gerektiğini aktardı…

Ses kaydı sızdırıldı: Trump’tan Putin’e ‘Moskova’yı bombalarım’ tehdidi

ABD Başkanı Donald Trump’ın kampanya bağışçılarıyla yaptığı özel bir toplantıdan ses kaydı sızdırıldı. CNN’de yer alan habere göre; ses kaydında Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’yı işgal etmesi durumunda başkent Moskova’yı bombalama tehdidinde bulundu. Trump’ın bu sözlerinin “2024: Trump Beyaz Saray’ı Nasıl Geri Aldı ve Demokratlar Amerika’yı Nasıl Kaybetti” adlı kitapta detaylı biçimde yer aldığı da ifade edildi.

Putin, savaşta kaybettiği genç işçilerin yerine 1 milyon Hintli getirecek

Rusya, Ukrayna’daki savaş nedeniyle boşalan sanayi kadrolarını doldurmak için Hindistan’dan 1 milyon işçi getirmeye hazırlanıyor. Rusya, iş gücü açığını kapatmak için artık Sri Lanka ve Kuzey Kore ile de benzer anlaşmalar yapıyor.